AKİL ADAMLARIN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ
Türkiye’nin yıllardır uğraştığı ve tüm ülkenin başını
ağrıtan ve bu sayede çok kişinin bu konuya yönelmesiyle terör uzman sayısının
(AKİL ADAMLAR) fazla olduğu bir ülkede hala bu sorun aşılamadı, gereken ilaç
bulunamadı.
PKK, yani Partiye Karkeren Kurdistan (Kürdistan İşçi
Partisi), Abdullah Öçalan ve arkadaşları tarafından 1974 yılında kurulmuş olan
bir örgütlenmedir. Örgütün faaliyet alanları Türkiye topraklarının kapsamakla
beraber, başta Irak, Suriye, İran, Avrupa ve Amerika olmak üzere dünyanın
birçok yerinde örgütlenmiş ve faaliyetlerde bulunuyor. Partinin asıl
ideolojisinin zamanla değişmesine rağmen, asıl hedefinin Kürtlere vatandaşlık
hakkının verilmesi ve dünya döngüsü içinde unutulmuş olan, geri bırakılmış,
unutulmuş, yok edilmeye terk edilmiş… olan bir milletin varlığını kabul
ettirmektir. Bu amaçlardan bazıları (özellikle Kürtlerin varlığı) günümüzde
elde edilmiş durumda.
İlk çatışmadan (1984 Şemdinli olayları) günümüze kadar 29
yıl geçti, 18 hükümet değişti, 11 başbakan hükümetin başına geldi, 5
cumhurbaşkanı ülkenin başına geçti ve on binlerce insan öldü. Peki bu kadar
akil adamlar (!) ülkenin sorunlarını çözmek için, halkın oylarıyla TBMM’de
milletvekili unvanı almalarına rağmen, sorunun çözümü için kaç defa doğru
adımlar attılar? Kaç defa girişimlerde bulunuldu? Kaç defa adam akıllı oturup,
Kürtlerin de varlığını kabul edip çift taraflı adımlar atıldı?
PKK’ın kuruluşundan günümüze kadar (1974-2013) çift taraflı
olarak on binlerce müslüman ölmüş ve katledilmiştir. Çift taraflı
analar-babalar ağlamış ve ağıtlar yakmıştır. Müslüman kardeş dediğimiz insanlar
birbirine düşman duruma getirildi. Son zamanlarda İmralı görüşmeleri ile sorun
aşılmak istense de, derin güçlerin bu izin vermeyeceği, Ortadoğu’yu ve
Avrupa’yı birbirine bağlayan güçlü ve birlik içinde bir Türkiye’nin istenmediği
çok açık olarak görmekteyiz. O kadar açık ki, İmralı görüşmeleri başladı, ilk
adımlar atılmaya başlandı denmeye başlayınca, bu durumdan rahatsız olanların
hemen Paris’teki olayı gerçekleştirmesi, güçlü Türkiye’nin istenmediğinin en
açık kanıtıdır. Bunun arkasında Türkiye, Avrupa, Amerika, İsrail, Ermenistan
yada PKK iç hesaplaşması ya da başkaları, kim olurlarsa olsunlar durumu
baltalamak istemelerinden başka hiçbir amaçları yoktur.
Şuan için önemli olan bu tuzağa düşmemek. Zaten bu akil
adamlarımız otursalar adam akıllı düşünseler çözüm çoktan gelirdi. Neden bu
insanlar sorun için buluşmuyor anlamış değilim. Bugün bile AKP ve CHP durumu
çözmek için uğraşsalar da, birbirlerini çekemediklerinden dolayı, çözüm için
beraberlikleri nereye kadar sürer bilinmez. Ama özellikle MHP kanadından
kendisinden beklenen tavrı sergilemesine rağmen, MHP yandaşları halk tam tersi
düşündüğü görülüyor. Çünkü gerçekten Türkiye’deki tüm vatandaşlar bu çözümsüzlükten
en çok etkilenen ve zarar gören taraftır.
Sağlıklı düşünmek için Türkiye havası belli ki akil
adamlarımıza yararlı gelmiyor. Yoksa çoktan çözülürdü. Diyeceğim şu ki, bu akil
adamlarımız (vekiller, uzmanlar, askerler…) Finlandiya’ya gelseler, yarımşar saat
saunaya girseler, şöyle bir rahatlasalar, en doğru ve mantıklı kararları
düşünüp uygulayacaklarına adım gibi eminim. Sorunu çözmek için yıllarca kitap
okumaya gerek yok.
Sorunun çözümü o saunanın havasında…